Yaşamın hızlı temposuna ayak uydurmaya çalıştığımız her yeni günde; ihtiyaçlarımız, hedeflerimiz ve isteklerimiz değişir. Tüm bunlar doğrultusunda dolaylı veya dolaysız olarak doğal kaynaklar, ekonomi ve sosyal yaşam etkilenmekte, en önemlisi yarınlara miras bırakacağımız Dünyamız tehlike altına girmektedir. Bu hususta global ve yerel çapta çeşitli çalışmalar gerçekleştirilmekte; en önemlisi de “sürdürülebilirlik” felsefesi...
Sosyal Medya gibi “5 dakikalık” şöhretlerin yaşandığı bir mecra için sürdürülebilirlik hakkında konuşmak biraz abes gibi dursa da aslında bu ortamda esas zor olan sürdürülebilirliği sağlayabilmektir. Sosyal ağlarda şahsınız, marka veya hayali karakter gibi personalarınızın itibarı sizin bu mecradaki sürdürülebilir başarınızın en önemli temel taşlarından birisi olduğunu düşünüyorum. Sizin için...
Sanayileşmenin kaçınılmaz sonuçları olarak görülen/bilinen iklim değişikliği, doğal kaynakların tükenmesi ve kirlilik gibi çevre sorunları, ne zaman ki içinde bulunduğumuz dünyayı ciddi şekilde etkilemeye başladı, ancak ondan sonra ekonomik ve sosyal politikalarda belirleyici olmaya başladı. Kaynakların temininde, dönüştürülmesinde ve kullanılmasında verimlilik artışının zorunluluğu, beraberinde “sürdürülebilir’ ve ‘yeşil’ çözüm(ler) arayışlarını...